Piyasalarda son dönemde yaşanan dalgalanmalar ve kurdaki artışın ardından Merkez Bankası'nın parasal sıkılaştırma adımları, piyasa faizlerinde yükselişi de beraberinde getirdi. Merkez Bankası politika faizini yüzde 8.25 seviyesinden 200 baz puan artışla yüzde 10.25 seviyesine yükseltti. Pandemi sürecine bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirler, ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine katkıda bulunmuştur. Son dönemde ticari kredilerde gözlenen normalleşme eğilimi bireysel kredilerde de başladı. Eylül ayının son haftasına girilmesiyle birlikte konut kredisi faiz oranlarında yeni bir sürece de girildi. Yaşanan yükselişin ardından konut kredisi faiz oranlarında yüzde 1 olarak kabul edilen psikolojik eşikte yıkıldı. Dolar kurunda ve enflasyon rakamlarında yaşanan artışın sürmesi durumunda konut kredisi faiz oranların da yukarı yönlü hareket etmesi öngörülüyor.
Mevduat tarafında yaşanan faiz artışının benzeri kredi tarafında da kendini gösterdi. Konut kredilerinde kamu bankalarının başlangıçta yüzde 0.64 olan kampanya faizi sıfır konut için aylık yüzde 1.09 olurken, ikinci el konutta faizlerin yüzde 1.29'a çıktığı görüldü. Özel bankalarda ise konut kredisi faizleri yüzde 1.15 ile 1.69 arasında değişiyor. Ancak buna rağmen konut satışında hareketli geçen süreci devam ettirmek isteyen gayrimenkul geliştirici firmalar, yaptıkları kampanyalar ile bu oranı sübvanse etme yoluna gidiyor. Bankalarla ya da şirket bünyelerinde yapılan çalışmalar uzun vade dönemleri ve mevcut kredilere göre daha düşük faiz oranları içeriyor. Özellikle konut kredisi faiz oranlarının yüzde 3’leri aştığı geçmiş yıllarla kıyaslandığında şuan hala iyi bir seviyede. Konut kredisi ile ev sahibi olmak isteyenler, fiyatı uygun ve zarar etmeyecekleri bir ev bulurlarsa yükselişe geçmesine rağmen faiz oranları hala oldukça avantajlı.
Konut Fiyatları Düşer mi?
Salgının Türkiye'de etkisini göstermeye başladığı mart ayında, konut satışlarında ciddi düşüş yaşandı. Ancak kamu bankalarının 1 Haziran'da açıkladığı kredi paketi, enflasyonun altında faiz oranları ve bir yıl ötelemeli ödeme fırsatı sunmasıyla konut alıcılarının alıma geçmesini sağladı ve gayrimenkul fiyatlarında %30 varan artışlar yaşandı. Koronavirüs salgını nedeniyle uygulamaya sokulan ve bankalar tarafından verilen ucuz konut kredisi ile ilgili kampanyalar da yavaş yavaş sonlanmaya başladı. Müteahhitler elinde ki konut rezervini eritmek için de kampanyalar ve kişiye özel ödeme seçenekleri yapıyor. Ancak piyasa koşullarında kredi faizlerinin yükselmesi ve talebin azalması ile birlikte yoğun rekabetin yaşandığı 2.el piyasalarda konut fiyatlarında düşme yaşanabilir. Ancak bu düşüş yeni konut stokunun azalması ve inşaat maliyetlerinin arması nedeniyle sınırlı kalabilir.
Bu dönemde Konut kredisi nasıl kullanılır?
Faizlerin yükselişe geçmesi ile birlikte talebin azalması ve 2.el piyasalarda konut fiyatlarının düşme eğilimine girmesi bekleniyor. Konut fiyatlarında talebin azalması ile beraber bir dengelenme yaşanacak ve fiyatlar üzerinde talebin belirleyeceği bir etken olacaktır. Faizler düşükken yükselen fiyatlardan ev almak mı? Yoksa kredi oranları yükselince düşen fiyatlardan ev almak mı daha mantıklı olur? Bu noktada kredili satın alınacak olan konutun toplam maliyeti büyük önem arz ediyor. Her iki durumda da evin toplam maliyeti aynı olabilir bu nedenle konut kredisi fazileti yükselme eğilimine girmişken fırsat fiyatlardan ev sahibi olma imkanı oluşabilir. Yatırım amacıyla konut arayışı içerisineyseniz gayrimenkul piyasalarında yaşanan talep azalması nedeniyle ortaya çıkan fırsatları ve fiyat avantajlarını da takip etmekte fayda var. Özellikle gelecek vaat eden doğru lokasyonlarda inşaatı devam eden projelere yatırım yapılabilir. Diğer taraftan gayrimenkul firmalarının sunduğu peşinatsız, ara ödemeli ve vade farksız ödeme planları cazip olabilir.
Soner Keleş