Ülkemizde 2000 sonrası dönem ele alındığında, sektörün büyüme hızı hemen her dönemde GSYI·H büyüme hızının özerinde bir seyir izlemiştir. Türkiye’de inşaat sektörünün performansının, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi, ülkenin genel iktisadi performansına paralel değişimler gösterme eğiliminde olduğu bilinmektedir. Genel olarak, ülke ekonomisinin büyüdüğü yıllarda, inşaat sektöründe çarpan etkisiyle daha büyük bir büyüme ve benzer şekilde ülke ekonomisinin küçüldüğü yıllarda daha büyük bir küçülme gerçekleşmektedir.
Türkiye’de büyüme ve istihdam ilişkisi açısından ayrıcalıklı konuma sahip olan inşaat sektörü¨ ve özünde konut imalatı ile buna bağlı alt sektörler ekonominin en önemli unsurlarındandır. Türk konut sektörü¨ son on beş¸ yıllık süreçte çok hızlı bir gelişim kaydetmiştir. İnşaat sektörünün makroekonomi açısından önemi çarpan etkisinden kaynaklanmakta olup, 250 alt sektörü¨ harekete geçirerek gerek büyüme gerekse istihdam üzerine etki yaratmaktadır. Büyük oranda yerli sermayeye dayanan sektör, istihdam katkı ve potansiyeli yüksek sektörlerin başında gelmektedir. Sektörün toplam istihdam içindeki payı uzun yıllardır artış¸ eğilimi göstermektedir. Bu özelliği ile inşaat sektörünün büyümenin kapsayıcı olması önceliğine ciddi anlamda katkı verdiği düşünülmektedir. Son birkaç yıldır inşaat sektöründe dalgalanma yaşansa da 2005 yılında 1 milyon kişiye iş olanağı sağlayan sektör 2015 yılına gelindiğinde ise yaklaşık 2 milyon kişiye istihdam sağlar hale geldi. Son yıllarda yaşanan daralmaya rağmen inşaat sektöründe 1,5 milyon istihdam olanağı sağlandı. İnşaat sektörü son iki yılda ortalama olarak istihdamın yüzde 6’lık kısmını oluşturdu. Sektör yapısı gereği geniş bir yaş gurubu ile her eğitim düzeyinden kişilere istihdam sağlama özelliğe sahip. Gerek beyaz gerekse mavi yakalılar için istihdamı artırıcı bir özelliği olan inşaat sektörü son yıllarda bir çok sektörden daha fazla iş imkanı yarattı.
Türkiye’de inşaat sektörünün ne ölçüde büyüdüğünün bir diğer göstergesi olarak da, yeni ve ilave yapılar ic¸in alınan yapı ruhsatı sayısı kullanılmaktadır. 2015 yılına kadar yükseliş eğiliminde olan sektör özellikle son iki yıldır talep azalması nedeniyle düşme eğilimin girmiştir. Geçtiğimiz yıla baktığımızda, Belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatlarının 2019 yılında bir önceki yıla göre, bina sayısı yüzde 48.3, yüzölçümü yüzde 52.4, değeri yüzde 43.8, daire sayısı yüzde 53.9 azaldı. 2019 yılında yapı ruhsatı verilen binaların toplam yüz ölçümü 70.5 milyon metrekare oldu. Oysa bu 2018’de 148 milyonu, 2017’de ise 287 milyonu aşmıştı. Geçen yıl ruhsat verilen daire sayısı ise yaklaşık 306 bin oldu. 2018’de inşaat firmaları 663 bin, 2017’de ise 1 milyon 400 bin konut için ruhsat almıştı.
2020 yılında toparlanma başladı
Bir inşaata başlamadan önce inşaat alanının bulunduğu belediyeden alınacak izni gösteren yapı ruhsatı sayısında 2020 yılının ilk yarısında geçen yıla göre artış görüldü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Ocak-Haziran 2020 dönemine ait verilere göre söz konusu dönemde geçen yılın aynı dönemine göre yapı ruhsatı verilen bina sayısında yüzde 45.5, yüz ölçümü yüzde 40.8, değeri yüzde 54.8 ve daire sayısı yüzde 72,9 oranında arttı. Gelecekteki görünüme bakıldığında, sektör uzun vadede hemen hemen tüm alanlarda yüksek potansiyelini koruyor. Kısa vadeli kırılganlıkların kamu desteğiyle aşılma sağlanıyor ancak kalıcı bir toparlanmadan bahsedebilmek için ekonomik finansal piyasalarda istikrarın ve güven endekslerindeki ivmelenmenin görülmesi gerekiyor.